26 Mart 2009 Perşembe

Ruhuma dokun ve öyle git...




Hayatıma aniden girişinle, sevgiyi tekrar tattırdın bana... Unuttuğum o aşk kıvılcımlarını yüreğimde yeniden hissettim... Senin aşkıma layık olduğunu biliyordum. Çünkü seni her geçen gün daha çok seviyordum... Kendi sonumu düşünmeden yeniden bir maceraya atılıyordum. Yeminimi bozuyordum ve kalbimi tüm saflığım ile sana açıyordum. Çünkü biliyordum ki sen beni kıramazdın. Kıyamazdın... Aslında biliyorum ki çok acı çekeceğim o kocaman kalbinde... Gitmekte istemeyeceğim sen beni kovsan bile... Ah nasıl içim acıyor ayrılmışız gibi... Gözlerim hiç durmuyor, kendimi durduramıyorum. Sana aşık olmayı engellemeyi çok isterdim. O zaman acı çekmeyecek, seni hatırlamayacaktım bile... Şimdi bile nasıl acıyor yüreğim... Hançer batırıyorlar sanki... Senin, benim seni sevdiğim kadar sevebileceğini sanmıyorum. Çünkü ben senin kadar aşkı, sevgiyi hak etmiyorum... Seni kınıyorum sanma, aksine her geçen gün seni öğrendikçe, tanıdıkça sana daha çok bağlanıyorum. Düşüyorum sanki dipsiz bir kuyuya... Ama uçmak hissi kadar güzel, fakat yere düşeceğimi bilmek ürpertici... Düşüyorum ve korkuyorum ama haz duyuyorum... Öyle bir çelişki içinden çıkamıyorum... Ama son bir kez daha atılacağım bu maceraya... Belki bu bir efsane olur hayatımda. Eğer sende çekip gideceksen tam sana bağlanmamışken git... Git ki göz yaşlarım erken dinsin ve acım başlamadan bitsin. "Aşk kötü bir hastalık" diyorsun ya hani... Sanırım gerçekten en güzel ama en kötü hastalık.. Bu hastalığın getirdiği sorunları sen çözeceksin... Yaranı kendin saracaksın... O olmadan... "O"nun olmaması ne demek ben çok iyi biliyorum. Acısından kurtulmak isteyen bir kangrenin bileğini kesmesi gibi bir şey... O elinin kıymetini varken bilmez, ama varlığını gözüne gözüne sokunca kişinin... İster istemez kurtulmak istiyorsun o acıdan... Kesip atıyorsun kurtuluyorsun ama eksikliğini, boşluğunu dolduramıyorsun... Derdini anlatsan anlamıyorlar, anlatmasan yüreğin kan ağlıyor... Gururun aşkınla çakışıyor, ikisi arasında kalıyorsun. Tek bir kurşunla kurtulabiliyorsun ama bu seferde geride kalanlar durduruyor seni. Onlardan ayrılma fikri daha bir korkutucu geliyor sana...
Ellerimi tutmaktan, beni sevmekten, gözlerime bakmaktan vazgeçme... Vazgeçme ki acıların karanlık ormanlarında kaybolmayayım... Daha çok yaşayacağımız şeyler var seninle... Başlamadan biterse bir kalp daha kırılır gider yer yüzünde... Ben asla vazgeçmeyeceğim senden. Çünkü uzun zamandır seni aramaktaydım... Benden bu kadar kolay kurtulamazsın... Ama illede gideceksen son kez gözlerime bak, ruhuma dokun ve öyle git...

Özlediğim Kadar SensiN / Sevdiğim Kadar BensiN




Kadavradan ibaret bir gövde,
İmlası bozuk bir cümle..
Bir de aramızdaki büyüyen özlem..

Biliyorum gelmeyeceksin...
Ne sen olabileceğim gözlerinin dibinde..
Ne ben olabileceksin yüreğimin terinde..
Ama...
Bir cümle olduk biz..
Anlatım bozukluğuna meyal verdik ise de,
Sevgiye dair alıntılanmış,
En anlamlı söz olduk biz..
Bizden doğma mutluluğu var ettik
Sevda sağnağında...
Bizden olma bir fincan umudu tazeledik
Hayat çaydanlığında...


Ey kirpiklerinden sağdığım gökkuşağı yedi rengi,

Hüzünbaz hüzünleri unut..Ayak diblerine kök salmış siyah’ı da ..Koş yeni demlenmiş yürek demime..Sokul ve mevzilen gözlerinde kuruttuğum kirpiklerime..Şarkılar sustu biliyorum..Söz sırası bizde..Mutluluğumuzdan alıntı birkaç çift umudumuz var dudaklarımıza ördüğümüz..Erişmese de ellerimiz ellerimize, bir yolumuz var özleminde yürüdüğümüz..Sana kaç gel demiyorum..Biliyorum hakkım değil bu..Bırak kanlı bir savaşın içinde geçsin ömrümüz..Çilekeş bir sonbahar yaprağına özensin gözlerimiz..Aynı tende, aynı gölgede yürümese de mavi düşlerimiz, aynı sevdanın ıslak cümlelerinde büyüsün adımız..İlintilensin kokun Cennnetle, bize aidatlansın ayrılık...Ne fark eder ki..Ben sendeyim...Sen bende...Bükülse de cümlelerimiz , sökülse de alfabemiz biz bir cümleyiz..Sen ve ben...İki harf bir cümleden ibaret mutluluk...


Mutluluğuma umudumu bağışlayan,

Biliyorum özlem kör topal zamanlarında ilerliyoruz..Sen benden uzakta, ben senden ırakta yürümekteyiz..Dışı düşsüzlüğe gebe kalmış bir sabahın koynunda boyun bükmekteyiz..Bazen gözlerimiz nemlenmekte, bazen de özlem aramıza perdelenmekte..Ama bırakmak yok sevgili..Mutluluk umuda gark olmuşsa, artık dönüş yok bu yoldan..Ölüm ölümümüzü öldürmeden gitmek yok sevgili..Bırak ellerinden içmeyeyim bir bardak suyu..Bırak gözlerinde sabahlamasın yüreğim..Uzaklarda bana ait bir cümle ol yeter..Koynumda sonbaharları kurban edemesen de bırak yanımda hep umut ol yarınlara...

Sığlığıma / içimdeki yalnızlığa bir dirhem hayatı aşılayan,

Sus.Dikenli telleri dudaklarına getirip kanatma yaralarını..Kavuşmamanın ızdırabına kanıp içme hüznün şerbetini..Bak kör bir yüreğe sevgiyi öğretiyorsun..Büyüyor içimde ölen bir çocuk..Yarım değil cümlelerim..Mutluluk fiilinden umut deryası cümleler kuruyorum mavilere..Rüzgarı omuzlarıma alıp bulutlara yeni göç yolları buluyorum..Biliyorum her yol sana...Biliyorum her söz sana..Evet zor yaşadıklarımız..Zifiri bir karanlık ilerlediğimiz, bir ölüm kalım savaşı göğsümüzden sildiğimiz..


Bırak aramızdaki özleme bakıp durma..
Kefenle gözlerindeki ıslaklığı..
Gün vuslat zamanı..
Gün bizi bizde yaşatma anı..

Doldur gözlerine kız cocuğu hayallerini..
Yürü bana doğru harf harf..
Yürü bana doğru dua dua..
Bir de gelirken bana,
Bİr avuç maviyi çok görme sakın..

Unutma;
Özlediğim kadar Sen’sin..
Sevdiğim kadar Ben’sin..

“ Seni özlemin en güzel yanı;
Seninle her gün yeniden doğmak mavilere..
Hep nefes al emi..
Seninle hayatlansın bu hayatım....“

sahi ne kadar oldu ben öleli!!!!




ve ben çok sonraları anladım,acıtan bir aşkın izlerinin ömür boyu kalabileceğini..gözümden dudağıma tuz taşıyan patika yolların yıllarca yüzümden silinmeyişinden öğrendim..


meğer sonu hüsran bir aşk,rahat vermezmiş insana..geçmezmiş acısı,kasıp kavururmuş sancısı...


ey aşk..!neden yanımdayken sonradan bu kadar canımı yakacağını söylemedin bana..?neden anlatmadın acıtan yanlarını..?

şimdi içimde sızlayan kesikler,yüzümde sudan çizgiler,dizlerimde hiç geçmeyecek izler ve avuçlarımda kan..yaşamaya çalışıyorum..
gitsen ayrı dertsin,kalsan ayrı...



evet aşk..ben yeni öğrendim insanı ne denli esir edebileceğini..önce süründürüp,sonra yine de güldürmeyeceğini..
şimdi alfabeyi yeni öğrenmiş bir çocuğum..bana tanıdık gelen bu dizelerin anlamını yitirmiş uğultusu sağır ediyor benliğimi..toz duman ediyor,eritiyor sağlam kalan yönlerimi...


ey aşk..içimdeki sancıya,beynimdeki çıkmaza,deli eden çaresizliğime,küskünlüğüme,kırılmışlığıma rağmen hala asil bir yüreğim var..o hiç kaybetmedi asaletini..!



sen vurdun,o yüceldi..
sen ağlattın,o sabretmeyi öğrendi..
sen vazgeçirttin,o vazgeçmemeyi öğrendi..
demem o ki;sen alçaltmaya vurdukça o yükseldi
..



söylesene..eline ne geçti aşk!?asırlarca insanoğlunu kanatınca,yalvartınca,ağlatınca..ne bileyim işte,kulu kula kul yapınca,kapısında yatırınca,köpek gibi sayıklatınca ne geçti eline!?






seni bilemem ama biz akıllanmayız aşk..bu yetmez bize..biraz daha acıt canımızı..sen daha çok vur,biz bir kere daha ölelim!!



zaten bu ezdiğin yüreğimin yaşama sevinci kaldı mı sanıyorsun..?hadi dayan az kaldı aşk..biraz daha vur da beraber gömelim yüreğimi...

25 Mart 2009 Çarşamba

Pisman Degilim..



Dünyaya kafa tutup yasadigim hiç birsey için pisman degilim..

Herkese inat..
Gögü yerle birlestirip tadina ve seyrine doyamadigim hiç bir an için pisman degilim..

Sevda tadinda,yar sicakliginda dokundugum ellerde yanmaktan..
Yoklugunda gecelerce aglamaktan pisman degilim..

Yasadigimi hissettigim her anin bedelini hayattan koparak ödemekten..
Yine de sevmekten,illede sevmekten pisman degilim..

Aslima dönüs olan isyandan..
Bu isyanin bana kazandirdiklarindan..
Kaybettirdiklerinden..
Savasirken bir baskasina verdigim yüregimden asla pisman degilim..

Yanlisin adini dogru koydugum bu yola bas koydugum için..
En kutsal varliklar adina kendimden ve ondan vazgeçtigim için...
Döktügüm gözyaslari ve acilar için pisman degilim...

Kirilan kalem fermanim olsa da..
Dar agacina bir can borcum olsa da..
Senin sevdan son nefesim olsa da..
Seni solumaktan pisman degilim...

23 Mart 2009 Pazartesi

keşke tanımasaydım seni!....




Keşke tanımasaydım seni
Omuzlarıma bu kadar yük binmezdi o zaman
Gözlerim ağlamayı bilmezdi
O kadar sık kalbim çarpmazdı böyle delicesine,

Benim de ellerim sımsıcak olurdu mutlaka
Geceleri asla uykusuzluk çekmezdim sabaha kadar
Rüyalarım hatta tatlı hayallerim olurdu
Duygusuzca düşünmezdim yokluğunda günlerimi, saatleri hep

Hiç üşümezdim böylesine ölü soğukluğunda
Hırsım takip etmezdi beni, kötü kader
Kan çanağına dönmezdi gözlerimin ta içi.
Kayan yıldızlardın bende farklı dilekler tutardım,

Duyardım, anlardım yanımda konuşulanı,
Hayretim bu kadar artmazdı o zaman
Ben de gülerdim zaman zaman
Deniz ve mehtap benim için önemli olurdu.

Hele kara saplı bıçak dostum olmazdı sırtımda
Güneşsiz dünyamda kavrulmazdı ciğerim
Beynim ise böylesine hırçın ağlamazdı.
Kar yüreğime damla damla vurmazdı.

Gözyaşım ruhumu daraltmazdı, benliğimi sıkıştırmazdı.
En tiz sesiyle çığlıklar atmazdı göğsüm.
Simsiyah yankılar oluşturmazdı uykumda.
Saçıma sakalıma bende bakardım.

Delicesine bütün gücümle sigaramı çekmezdim.
Ya da keşke tanımasaydım seni...
Keşke...


Murat Göğebakan

Sahi..! Sen de Sevmiştin Beni Değil mi..?




Akla Ziyan Hallerim...!

-Aşık yanım..
-Kalp ağrım..
-Sancıyan yarım..
-Gizli yaram..



Sana dair kimbilir kaçıncı sayıklayışım..
Kaçıncı iç çekişim...
Ve kaçıncı kaçıklığım...

Avuçlarıma hapsolmuş harflerimi kaçıncı sıkışım..
Gözyaşlarımın değdiği kaçıncı üç noktalı cümlelerimin acıyışı..
Sayfamın tenine değen kalemimin kaçıncı kırılışı..


Ellerimin arasında can bulan şakaklarımın kaçıncı atışı..
Ve kaçıncı ağrışı düşlerimin...
Akla ziyan hallerimin kaçıncı halsiz kalışı...

Bir bilsen sevgili...
Ah bir bilsen...

Sahi?


Seni bu denli özlerken,dindirebilir misin acılarımı?
Sarabilir misin kanayan yaramı?

.
.
.

-Aklıma SEN düşünce...

Dilimde ıslanan sana dair biriktirdiklerim susar olur..
Seni anlatamayan harflerim utanır karşında..
Katleder gözyaşım seni yazamayan mürekkebi..
Anlatamadığım,yaşayamadığım otuzuncu harfim...

Sahi?

Damarlarımda dolaşan sen,akabilir misin mürekkebe karışıp?
Sen kokan sayfadan, silebilir misin suretini ?

.
.
.

-Yüreğime SEN değince...

Telaşlarım çocukluğuma karışır..
Bir serçe ürkekliğiyle ürperirim..
Titreyen dudaklarım parmaklarımda asılı kalır..
Üşür avuçlarım,yalnızlığımın elini tutar..

Sahi?

Çırılçıplak sana gelsem,giyinebilir misin beni?
Isıtabilir misin üşüyen hayallerimi?

.
.
.

-Düşüme SEN düşünce...

Gözlerinde tutuklu kalır yüreğim..
İçinde "sen" olmayan düşümü düşürürüm düşümden..
Prangaya vurulmuş ayaklarımı sürüklerim peşinden..
Ömrümü ömrüne katarım her bir adımda..

Sahi?


Yüreğime vurduğun kelepçeyi çözebilir misin?
Sensizliğin esaret olduğunu bile bile,salıverir misin beni?
.
.
.

-Dert yanışım...
-Dağılışım...
-Savruluşum..
-Ve biraz da aldanışım...


Adına "aşk" dedim..
Aşk'a geldim sevgili..
Yani sana...
Sana susamış beni,serdim ayaklarına...

Hadi,Sarılsana...!


Bir bilsen...
Ne denli sevildiğini ve özlendiğini ah bir bilsen Sevgili...

Sahi?

Sen de sevmiştin beni değil mi?

................




O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı o mavi gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.


Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer..

Anladım...




Bunca zaman bana anlatmaya
çalıştığını,kendimi
bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu
varmış,

Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,
okuyarak,dinleyerek değil..

Bildiklerini bana neden
anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen hergün
kayıpmış,

Aşk peşinden neden yalınayak
koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında
gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını
anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla
ağlamaktan daha değerliymiş,

Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde
anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir
tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,

Çok acıttığında anladım..

Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her
damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler
terkettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği
gizlememekmiş marifet,

Yüreğini elime koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! ''
diyebilmekmiş güçlü olmak,

Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum''
diyebilmekmiş sevmek,

Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir
çocukmuş,her düştüğünde zırıl
zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı
sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye
haykırmak istemekmiş pişman olmak,

Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,

Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,

Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş
bir gün affedilmeyi,

Beni afetmeni ölürcesine istediğimde
anladım..

Sevgi emekmiş,

Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak
kadar sevmekmiş...


Can Yücel

21 Mart 2009 Cumartesi

herkeS konu$tukLarını yazar ßen sustukLarımı




Bir hayatın tozLu sayfaLarı içimi acıtan.
CepLerimde kırık qece masaLLarı duruyor,
ÖksüzLüqümü avutuyor sonbahar.
Ne yana baksam sen oLuyorum,
ParmakLarımı kanatıyor kirLi duvarLar.
KuşLar yuvaLarından terk ediyor beni,
Bir sarsıntı qeçiriyor yüreqim, sen şiddetinde...


ELLerime kar diye yokLuqun yaqıyor,
Aşk sorqusunda yüreqim can çekişiyor.
Yüzümde sensizLiqin izLeri,
AyakLarımın aLtında bir yıqın cam kırıqı...


İçimden söküLen her keLime,
Tekrar dönüp içime batıyor.
Ve her seferinde sana isabet ediyor.
Bir zindan karanLıqı şimdi qeceLerim,
DuvarLara sinmiş qözLerinin renqi...
SaatLeri infaza çekiyor qeLmeyişin,
Yavaş yavaş qidiyor benden hayat;
DamarLarımdan çekiLiyor içimdeki sen !
Bense düşüyorum hiçLik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana , sende aşkı buluyorum
Hem de ayrıLıqa çarpa çarpa...


SuskunLukta sesLer daha çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
YaLnızLıqıma esir düşüyorsun,
Bense kayboLuyorum cümLeLerinde.
Ve susuyorum sana, avaz avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm söküLenLeri
Ben dipsiz bir kuyu oLuyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...


Şimdi yokLuqa düşüyor zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden.
KuytuLarıma sokuLma, bırak bana uçurumLarımı,
KaLemimden azat et beni,
Herkes konuştuqunu yazar, bense sustukLarımı...!

Sana Sadece Sevgimin Siyahini Birakiyorum ..




Ben suskunluğunun esiriyim. Konuşmayan sözcüklerinin,gözlerine yansıyan tarafının esiriyim. Bana bakmayan gözlerinin,gizliden gizliye izleyen bakışlarının...
Seni hep bir şeylerden saklayan yanım,gece uyuduğunda sevgimi avazım çıktığı kadar bağırarak,tüm Dünya'ya haykıran yanım... Yüzüne sessiz çığlıklarımla haykırmanın huzur dolu hırçınlığında,kendimi kaybetmemek için derin bir nefes daha çektim kokundan. Ellerini tuttum sıkıca ve senin yaptığın gibi,yanaklarımı ellerinin o sıcaklığına yerleştirdim. Biliyor musun? Kendimi kandırıyorum ben. Sen hiçbir yerde yoksun. Aslında yokluğunu oyunlarımla kapatmaya çalışıyorum. Sen varmışsın gibi masaya iki tabak yerleştiriyorum. Hala sevdiğin yemekleri yapıyorum biliyor musun? Gece yatağa uzandığımda düşlerinin binbir tanesiyle süslüyorum uykularımı. Seni beklerken,resimlerinle konuşuyorum,bazen kavga ediyorum onlarla. Evet farkındayım,ben hala anılarımı toparlamaya çalışıyorum. Hala uykumu yastıklarla boğup,gözlerime bir kibrit çöpü daha koyarak seni bekliyorum. Bir gün bu kapının çalacağını ve senin geleceğini düşündükçe,içimdeki uçurtmaların hepsi dans ediyor benimle.
Seni beklerken umutlarımın en beyazını giyiyorum üstüme. Seni beklerken renklerle boğuşuyorum. Anladım,ben gene kendimi kandırıyorum... Gelmeyeceğini bile bile umutlarımla,hayallerimle dalga geçiyorum. Artık senden başkasına verecek sevgim,enerjim,sabrım kalmadı. Yokluğunda,sığınabileceğim,oyunlarla avunabileceğim bir ben kalmadı. Düşünüyorum da aramızdan neler geçmiş,ben nelere bürünmüşüm. Kendim olmak bir yana ne yalanlar geçmiş kimliğimden. En çok hangi kimliğimi sevdin çok merak ediyorum. Yokluğumu mu? Varlığımı mı? Yoksa sana esir olan yanımı mı? Yalvarışımı mı sevdin en çok? Sana dalıp giden gözlerimi mi sevdin? Yoksa kaybetme korkusuyla her gün eriyip giden tarafımı mı? Şehrine geldim senin hatırlıyor musun? Yoksa oradaki yabancılığımı mı sevdin benim? Sana karşı olan acizliğim,sevgimin umutsuzluklarla yok olup giden tarafı ve baştan başa her tarafı sen olan yaşam kaldı elimde...
Gelgitlerden yorulmuş bir beden,konuşmayı unutmuş sözcükler kaldı. Hayatımda ne varsa tükettim senin için. Kendime ve insanlara olan güvenimi; sana olan sevgimdeki inancımı,o iki kelimenin anlamını... Hatırlıyor musun sevgili,bana kızdığın zamanlarda kendi şehrine git derdin. Yalvarışımın çığlıklarını hatırlıyor musun? Sonra geçerdi kızgınlığın,yanına çağırırdın beni. Gel derdin gelirdim ve yeniden giderdim. Bana varlığımdan bahsettiğin zamanlarda,birkez daha kovulurdum Dünya'ndan. Varlığımdan rahatsız olmadığını,hatta sadece varlığımın olmasının sana yettiğini söylerdin. Bana olan ilgisizliğini böyle açıklardın. Yokluğumda ise beni özlediğini söyler,geldiğimde varlığımın sana verdiği huzurla,beni tek başıma gecenin karanlığına iterdin. İşte,gelgitler arasındaki kayboluşum ilk burada başladı. Anladım; ben gene kendimi kandırıyorum...
Artık beklemenin o korkunç karanlığını yaşamaktan vazgeçip,senin beni her terk edişinde attığın o dipsiz kuyuya ben atıyorum kendimi. Çünkü çırpındıkça biraz daha batıyorum yokluğuna. Seni sevebilmek için verdiğim çabalarımı gene seninle tüketiyorum. Artık senin varlığını,yokluğunla birleştirip tozlu raflara kaldırıyorum. Nasıl olsa ikisi de aynı...
Varlığında yokluk,yokluğunda beklentilerin en zehirlisi... Sana ise renklerin en koyusunu,yokluğumu bırakıyorum. Sana sadece sevgimin en siyahını bırakıyorum...

2 Mart 2009 Pazartesi

♥ Yaşam/dan öte sevdiğim ♥

Sana dair birseyler yazmak istedim bugünüme özel..Sana özel..
belki diyorum mesafelere inat yinede sevgilisini en cok yaninda hisseden/hissedebilen benim!
Bikere böyle sevmeyi ögrenmisim...yanimda olsan nasil olurdu ?
Uzakken bile varligin vazgecilmezim olmusken yakinim olsan ölümsüzlügüm olurdun!
"Ask" i buldugum "Ask" i sundugum(sun)..
Seviyorum seni ;-bi insanin bi insani sevebileceginden cok..Bütün sinirlari
zorluyorum iste seninle!Sen benim ölümden uzakyasamdan öte sevdigimsin.
Herkesten cok bildigim tek gercegim..
Gözlerimi her acisimda sen olmasanda yanimdabirgün sen'li günlere uyanabilmek icin
kapiyorum o gözleri bunu unutma ...
Ve dedigim gibi eger ölene kadar biri olucaksa yanimda..Bu sen ol diye dua ediyorum Allah'a.
Baskasi ol(a)masin..kimsenin sevgisi yansimaz uzaklardan böylesine bana..
Sevdanin en güzel rengisin ..Benim'se tümüm!
Yarim birakma hic birseyi ömrümde..ne renkleri ne beni!..Ben sen oldunmu ben'im..
Sen oldunmu kendim'im..
Tarif edil(e)mesende kelimelerin en özelini secip biraz yansitabilmek istedim seni bembeyazlara..
Öyle güzel duruyorsunki...hersey sana öyle yakisiyorki !
Icimde öyle güzelsinki..seni cok seviyorum en kiymetlim..
Nefesin nefesimden uzak olsada kalbim kalbinde..
Ben dokunmadan seviyorum yüregimle...
Nasip olursa ellerin ellerime..tutarsan/birakma!..Tek tutundugumsun sen..
sali verme elini..düsürme bizi....
Seni seviyorum..
Uzaklarda'n