5 Mayıs 2009 Salı

Gölgelerin Dansı




Yıldızlı gecelerde mum ışığında dans eden bir çift gölgenin,etraflıca aşkla başlayan,bitmemecesine,sonsuzluk hayalleri vardı beyinlerinin bir köşesinde.Bir tutam sevgi,zarif bir dokunuş,kimyası bozuk delicesine şairane yaklaşımlar.Zamanla aşk acısıyla garipsenecek bir yalnızlığa dönüşeceğini kim bilebilirdi ki?Gölgelerin dansının sonunun mezarlara gömülü umutlardan ibaret olabileceğini...

Hırslar,kıskançlıklar,rekabet ve kesilmiş bileklerden sızan kan misali durmak bilmeyen yalnızlık..

Yağan karla birlikte,kaldırımlardaki ışığın altında şemsiyesiz yürüyüşler,yerini yavan ve zaptedilmesi mümkün olmayan hiçliğe bırakır.Kaybolan tek vücut,reçete ihtiyacı olan anlamsız ve geçmişi özleyen boş bakışlarda saklıdır artık.Çekirdek aile beklentileri yok olup gider umutsuz hayallerde.

Yıpranmış kırmızı çarşaflar,sıradan,beyaz yenileriyle yer değiştirir.Şeytanın ruhunu sarmaladığı kovulası terkedilmişlikte geçer bi-çare geceler.Uykusuzluk,başağrıları ve şişmiş gözlerle karşılar sabahları.Zaman yaraları tamir eder diye kandırır kişi kendini.Yalanlarla oyalar yüreğini.Sonunda karton bir kutunun içine koyup,yastığının altına saklar sevgisini...

Düşlerde kalır geceler boyu süren gölgelerin dansı...
Yıldızlarsa tek şahidi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder